30 Nisan 2013 Salı

Kusursuz değilsin Barça

Futbolda, bir sistemi olup onu uygulamaya çalışan her takıma saygı duymak lazım. Barcelona da günümüz futbolunda bunun en önemli örneği. Eğer Guardiola döneminden bahsedecek olsaydık, "önemli" yerine, "kusursuz" sıfatını koyabilirdik ancak Barça, eski Barça değil... Takım, Guardiola döneminde rahatlıkla uyguladığı bazı saha içi felsefelerinde yerinde saymaya ve hatta gerilemeye başladı. Topu kaptırdıktan sonra uyguladıkları "6 saniye" kuralı artık işlemiyor. Rakiplerine daha fazla topla oynama şansı veriyorlar. Baskı yedikleri anlarda attıkları ters toplarda ve riskli paslarda isabet yakalıyorlardı ancak o oran düştü. Özellikle defans oyuncuları artık top koşturan konumuna geçti.

Önde baskı sadece Barcelona'ya ait bir sistem değil. Bayern'in bunu uygulaması Barcelona'ya şok etkisi yarattı. Çünkü Barcelona, sahaya çıktığı zaman karşısında kendi sahasına gömülmüş rakipler istiyor. Burada bir parantez Heynckes için açmak lazım. Barça'ya karşı bir takımı bu kadar cesurca hazırlamak, kazanma duygusuyla sahaya sürmek büyük iş.

Yarınki maç ne olur, bilinmez. Milan'ı 2-0 dönüşü evinde hezimete uğratan Barcelona'nın yarın takınacağı tavır çok çok önemli. Milan maçı öncesi "İnanmayan taraftar biletini başkasına versin" diyen Pique'nin sesi çıkmıyor. Aksine, Heynckes yarınki maç için "Bize gol lazım olacak. Kalemizin önüne otobüs park etmeyeceğiz" dedi.    


Bayern ise en iyi dönemlerinden birini yaşıyor. Ligde de fırtına gibiler, Avrupa'da da. Camp Nou'nun Bayern üzerinde farklı bir etki yaratacağını sanmıyorum. Kenarda Guardiola olsa maç öncesi Gladiatör'ü izletirdi ancak Vilanova'yla uykudan yeni kalkmış bir çocuk gibi olacaklar gibi geliyor.


28 Nisan 2013 Pazar

Drogba Airlines

Normal bir oyuncunun zor yükselebileceği bir topu, göğsüyle stop ediyor. Drogba'nın bu sıçramasını ve soğuk kanlı kontrolünü, Schalke'li Kolasinac, şaşkın bakışlarla izliyor..

G.Saray-Schalke maçı. (20.02.2013)

2 Nisan 2013 Salı

Alper Potuk

Alper, Macaristan maçının en etkili oyuncularındandı
Alper Potuk... Geçen yıl aslında kendinden beklenen patlamayı yapmıştı. 5 milyon Avro bonservisi Fenerbahçe gözden çıkarttı ancak oyuncu ile sarı lacivertliler anlaşamamıştı. Alper'i 5 milyon Avro yapan, şüphesiz ki taşıdığı pasaporttu ancak  yeteneklerinin de yabana atılamayacağını, sahada ortaya koyduğu futbolla gösterdi. Genellikle Türk oyuncular, bu dönemlerde inişler çıkışlar yaşar ancak Alper'i Alper yapan şey, sürekli olarak belli bir çizgide oynaması oldu. Oyununun üzerine koymaya devam etti.


***
Türkiye'de çoğu oyuncuda olmayan farklı bir özellik var Alper'de. Defansif orta saha oynamasına rağmen, topu aldığı zaman dikine oynuyor. Bu, hem set oyunu oynayan takımları rakip sahaya hızlı yerleştirir, hem de kontra oynayan takımlarda işe yarar. Galatasaray'da oynadığı dönemlerde Emre Bölezoğlu'nun tarzına sahip Alper. Lig performansı, çoğu büyük takım orta saha oyuncularının önünde. 3 gol atıp, 4 asist yapmış. Son hafta Antep'e karşı yedirdiği golü saymazsak, o maçta dahi başarılıydı.

***
Eksiği, vizyon. Onu geliştirmek de kendisinin ve hocasının elinde. Uzun topların, ters topların üzerine düşmeli. 
Böyle devam ederse, Türkiye büyük bir yıldız kazanır. Yaşı henüz 23... Geçen sene imrenerek izlediğim Burak Yılmaz, Galatasaray'a gelmişti. Bakalım Alper de Burak'ı takip edecek mi?