13 Ağustos 2012 Pazartesi

Galatasaray - Fenerbahçe Final Yorumu

Final maçı, beklendiği gibi başladı. Galatasaray'ın ön ve orta bölgede presi silah olarak kullandı. Bunu tahmin etmek için futbol bilgini olmaya gerek yoktu. Galatasaray, karşısında beklediği gibi bir Fenerbahçe buldu. Kadro üzerine yorum yaparken Fenerbahçe'nin Yobo'yu arayacağını söylemiştim, öyle de oldu. Bekir - Egemen ikilisi beklenenin çok uzağında kaldı. Bu başarısızlığı Elmander ve Umut'un rakibi bozmaya yönelik oynadığı oyunu da eklemek gerekiyor. İki oyuncu Fenerbahçeli oyunculara oyun kurma fırsatı neredeyse hiç vermedi. Uzun toplar da Dany ve Semih'te eridi. Orta-saha sorununa da çözüm bulamamış takım. Topal ve Baroni, oyunu sürekli yana ve geriye oynadı. Bu iki oyuncu, önlerindeki Alex'le aralarındaki mesafe zaman zaman 20 metreye kadar inmesine rağmen bağlantı kuramadılar. Kuyt istekliydi ancak yalnız kaldı. Krasic ve özellikle  Sow hamleleri de çok geç geldi. Fenerbahçe adına maçta öne çıkan bir oyuncu olmadı.

***

Galatasaray'a gelirsek... Oyuna istekli başladı. Herkes Melo'nun eksikliğinin ne kadar hissedileceğini merak ediyordu. Zaman zaman bu boşluğa düştü takım. Engin maçın önüne geçecek bir hareket yaptı. Ne olursa olsun, yaptığını bir futbol severin onaylaması mümkün değil. Oyunda kaldığı süre içerisinde de kopuk kopuk oynadı. Dany, Forentina maçındaki savurganlığını bu maçta göstermedi. Tek sorunu çok fazla ileri çıkması olarak görülebilir. Öz güveni çok yüksek bir oyuncu. Topları doğru kullandı. Semih de her maç üzerine koyuyor. 30 yaşında bir İtalyan defans oyuncusu gibi. Futbol için büyük kazanç. Hamit formaya ısınamamış. Sahiplenmesi şart. Kuvvetli bir oyuncu ama denge sorunu var. Biraz da çabukluk kazanması lazım, hamlelerde geri kalıyor. Selçuk İnan'a ben söyleyecek söz bulamıyorum. Her sene üzerine koyuyor, dünyada kendi mevkisinde sayılı oyunculardan. Emre Çolak, yine göze battı. Çizgisini bozmazsa büyük kazanç olur. Umut ise en büyük tebrikleri hak ediyor. Sarı kırmızılı formayı uzun yıllar giymiş bir oyuncu gibi. İnanılmaz bir pres gücü ve kuvveti var. Sezon öncesi kampında testlerdeki kas bütünlüğü onu takımda bir numara yapmıştı. Fransa tecrübesinin büyük katkısı var bu kas bütünlüğüne. Türkiye'ye dönen Hakan Şükür de aynı durumu bize göstermişti.
Ve 10 kişi kalan takım... Engin'in yokluğunu Galatasaray hiç hissetmedi. Karttan sonraki değişiklikler yerindeydi. Takım yine 11 kişiymiş gibi mücadele etti. Eksikliğe rağmen gösterilen bu direnç, Fenerbahçe'nin de elini kolunu bağladı. Galatasaray, maçı sonuna kadar hak etti ve kazandı. Hakem ise gerçekten kötüydü. İki takım adına da yanlış kararlar verdi.
Artık Avrupa'da başarı zamanı...


11 Ağustos 2012 Cumartesi

Galatasaray - Fenerbahçe Süper Kupa maçı

Futbol severlerin adetidir maçları önceden kafada oynamak. Olası 11'ler düşünülür, saha ve çevre koşulları, hakemler, oyuncuların o günlük performansları vs düşünülür, önceden çeşitli yorumlar yapılır. Galatasaray'ın Fenerbahçe ile Erzurum'da yapacağı Süper Kupa maçı için de beyin jimnastikleri başladı.
İki takım da, belirli şablonlara, oyun düzenlerine sahip. Fenerbahçe pasa dayalı, oyunu kontrolünde tutmayı seven bir takım görüntüsündeydi, bütün yıl. Galatasaray'ın ise en öne çıkan özelliği ise üçüncü bölgedeki hücum, ikinci bölgedeki şok presleri. Geçen yıl oynanan 4 maça baktığımız zaman, Galatasaray'ın bütün maçlarda neden baskın oynadığını en kısa yoldan böyle anlatabiliriz. Her takım topa sahip olmak ister ancak çok yetenekli oyuncularınız varsa bunu en üst düzeyde yapabilirsiniz. -Barcelona örneği-

***

Fenerbahçe'nin oyun anlayışı Galatasaray karşısında değişmeyecektir. Topa sahip olmak isteyecekler ve başarılı forvet ayakları vasıtasıyla gol arayacaktır. Kuyt'ın 3. bölgede tek başına oynaması Galatasaray adına bir avantaj olur. 3. bölgede yaratıcılığı Sow kadar değil ancak mücadele gücü yüksek bir oyuncu. Aykut Kocaman, oynayacağı oyun tarzına göre bu ikiliden birini seçecektir. Krasic, Fenerbahçe için de Türk futbolu için de bir şans. Çok yetenekli bir oyuncu. Forma şansı bulup bulamayacağı belli değil. Solda Stoch, yine en önemli hücum silahı olacaktır. Emre'nin olmayışı da Fenerbahçe'nin en büyük dezavantajı. Oyunu genellikle geriye ve yatay oynayan Mehmet Topal, Emre'nin boşluğunu dolduramadı. Fenerbahçe'nin en büyük eksikliği orta bölgede. Alex oynarsa, bölgenin zafiyeti daha da artacaktır. Derbiye Alex'siz başlarsa Fenerbahçe, bu şahsen beni şaşırtmaz. Defans bölgesinde de soru işareti var. Geçen sene derbiler dahil sezon boyunca defansta ayakta kalan tek isim Yobo'ydu. Everton'la kısa süre çalıştı ama forma giyip giymeyeceği belli değil. Egemen yetenekli bir isim ama Yobo gibi topu etkili kullanamıyor, tıpkı Bekir gibi. Yani, Fenerbahçe orta sahada Emre'yi, defansta Yobo'yu arayan bir Fenerbahçe olacak. Avantajları, yüksek motive gücü ve Vaslui galibiyeti olacaktır.

***

Galatasaray sezonu açtı ancak tam anlamıyla ciddi bir sınav verebilmiş değil. Lazio maçında özellikle ilk yarım saat mükemmele yakın oynayan Galatasaray, bütün maçı başarıyla kotarmış, maçı da kazanmıştı. Fiorentina karşısında da tutuk başladı Galatasaray. Rakip klasik İtalyan takımı olunca, kilit açmak için uzun uğraş verdi sarı kırmızılı takım. Elmander'le pozisyonlar, Umut'la da golü buldu. Selçuk genellikle kendi yarı sahasına çakılı oynuyor ve Melo'yu arıyordu. Melo sonunda geldi ama forma giyecek düzeyde değil. Galatasaray'ın Fenerbahçe karşısına agresif bir oyunla çıkmasını bekliyorum. Buna bağlı olarak İleri ikilinin Elmander-Umut olmasını bekliyorum. Selçuk'un yerine ise, Hamit'i, Hamit'in kanadına da Engin'i görevlendireceğini düşünüyorum Terim'in. Galatasaray'ın en büyük artısı geçen yıldan sonra korunan iskelet kadro ve önceki seozonun bütün maçlarında Fenerbahçe'den üstün oynamanın morali. Artık 24 saatten az kaldı. Bakalım futbol ne konuşacak.

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Galatasaray - Lazio değerlendirmesi

Zayıf takımlarla hazırlık maçları oynadığı için eleştirilen Galatasaray, ilk ciddi sınavına, İzmir'de Lazio karşısında çıktı. Maçın İzmir'de oynanması, sıcak havalara alışmak için iyi bir tercihti. Oyuncular zorlandı ancak bu hava koşullarında 4-5 lig maçı oynayacağını düşünülürse, karar daha iyi anlaşılabilir. Maça geçersek; Galatasaray, ligde aşağı yukarı oynatacağı standart 11'ine yakın bir kadroyla sahaya çıktı. Sol tarafta genellikle Amrabat'ın daha fazla forma giyeceğini düşünüyorum. Ancak Emre Çolak'ın da performansını yabana atmamak gerek. Genç oyuncu, harika oynadı. Umarım elindeki Fatih Terim şansını kullanır. Üstelik, Hagi bile, velihatlı olarak kendisini göstermiş, Emre'yi övmüşken...

***
Galatasaray, maça beklendiği gibi hücum presle ve ofansif bir oyunla başladı. Melo'nun yokluğu, Selçuk'u Galatasaray yarı sahasına daha yakın oynamaya itmiş. Melo'nun yerine oynayan Engin, o bölgenin oyuncusu olmadığını gösterdi. Hücum anlamında yaratıcılığından yararlanılabilir ancak kesicilik, oyun kurma ve sorumluluk alma özellikleri Melo'nun çok gerisinde. İkinci yarıda Hamit'in bu bölgeye geçişi Galatasaray'a nispeten yaradı ancak Lazio maçı Melo'nun ne kadar elzem bir oyuncu olduğunu tekrar gösterdi. Hamit gerçekten kaliteli bir oyuncu. Fazla top tutuyor ve henüz formayı tam anlamıyla sahiplenmiş değil. Daha da iyi olacak.

***

Elmander & Burak
Galatasaray'ın "Çilek" aramasına en başından beri gerek yoktu. Sezon öncesi herkesin kafasındaki forvet ikilisi olan Burak ve Elmander, Lazio sınavına birlikte çıktı. Mücadele gücü yüksek, iki başarılı forvet oyuncusu, ne kadar uyumlu olduklarını gösterdi. Elmander için golle başlamak önemliydi. Harika bir sezon geçirmesine rağmen, Süper Final'in son maçında aldığı darbe onu kötü etkilemiş, EURO 2012'de de istediği performansı yansıtamamıştı. 45 dakika birlikte oynayan ikili "Birlikte oynarlar mı?" soru işaretini giderdi ve sezon öncesinde olumlu sinyaller verdi.

***

Dany, isabetli paslarıyla dikkat çekti. Daha da iyi olacaktır. Sol tarafta Hakan Balta, bu yıl geçen yıldan daha iyi bir performans sergileyebilir. Hücuma katılırken hırslı ve istekli, defansta her zamanki gibi kuvvetliydi. En önemli özelliği olan, oyun okuma ve kademeye girme sezilerini kaybetmediğini gösterdi. Üstelik, yeni sezonda büyük ihtimal Galatasaray'ın yeni kaptanı olacak. Eboue, alternatifsiz bir oyuncu. Ujfalusi, 1 yıl sonra emekli olacağını söylüyor ancak karar değiştirirse kimse şaşırmasın, çünkü fizik kalitesi bunu gösteriyor.

***

Takım performansı
Galatasaray'ın fizik gücü ve kapasitesi büyük artış göstermiş. Sezon başlamamasına rağmen, ortaya konan performans muazzam. İleride sürekli basan, geçen yılki oynadığı oyunun üzerine koyacağını gösteren bir Galatasaray vardı. Zaten bunu anlamak için, Elmander'in golünü bile izlemek yeterli sadece. Geçen yıla göre hem daha diri hem de daha kuvvetli. Bu konuda Elmander'in yanına Necati'yi de koyabiliriz. Bu zamana kadar oynadığı hazırlık maçlarında hep diri, ayakta ve istekli gözüktü.

Kısacası
Galatasaray iyi yolda. Takviyelerin takıma alışma süreci tamamlanınca, tamamen kanat kimlikli oynayan Amrabat sol tarafta oynamaya başlayınca, Burak takıma alışınca, daha iyi olacaktır Galatasaray. Sinyaller iyi.
(Fotoğraf, Adem Kabayel - Hürriyet)

2 Ağustos 2012 Perşembe

Ljubljana - Galatasaray

Geçtiğimiz sezon büyük takımlarla hazırlık maçları oynayan Galatasaray, bu yıl çıtayı o kadar yükseltmedi. İnter, Liverpool, Real Madrid gibi takımlarla mücadele eden Sarı-Kırmızılı takım, bu yıl Kirchbichl, İstanbulspor, Konyaspor ve Ljubljana takımlarıyla oynadı. Takvimde de güçlü sayılabilecek ekipler var. Sıradaki hazırlık maçları Fiorentina ve Lazio ile yapılacak. Dün oynanan Ljubljana, diğer rakiplere nazaran daha güçlü bir takımdı. Geçelim maça...

***
Galatasaray'ın transferlerden sonraki olası kadrosu, futbol severler için 3 aşağı 5 yukarı belli. Daha önceki yazılarımda ben de düşüncemi paylaşmıştım. Beklediğime yakın bir 11'le çıktı Galatasaray. Selçuk-Hamit ikilisini göbekte düşünmüştüm ancak Terim, uzun süre forma giymeyen Yekta'yı o bölgede denedi. Yekta maça pas hatalarıyla başladı. Güç olarak gelişmeli, daha fazla sorumluluk almalı. Üstelik, Engin Baytar gibi o da basit pas oyununu oynayamıyor. Engin'i ortada görünce bu kanıya varmak zor olmadı. Kanatlardaki etkinliğini orta alanda göstermedi.
Hamit'e de ayrı bir parantez açmak lazım. Oynamayı özlediği belli. Formayı sahiplendiğinde çok yararlı olacaktır. O da tam bir kanat oyuncusu gibi oynamadı, orta alana yakın durdu. Fatih Terim, geçen yıl bu sistemle şampiyon oldu. Aydın ve Riera oyuna girince gerçekten iki kanadı olan bir takım görüntüsüne bürünüyordu Galatasaray takımı. Melo transferi gerçekleşirse, Hamit'i sağda göreceğiz. Sol tarafta da gerçek bir kanat oyuncusu olan, üstün yetenekli Amrabat olacak. kanatların asimetriği için iyi olarak. Tıpkı geçen yıl Eboue-Hakan Balta asimetriği gibi. Hakan'ın defansif, Eboue'nin ofansif katkısından yararlanıyordu Galatasaray. Şimdi bu ikilinin önünde Hamit ve Amrabat oynayacak.
Maça dönersek...

***
Galatasaray, önceden de belirttiğim gibi, güçlü takımlarla hazırlık maçı yapmamanın eksikliğini gösteriyor. Kadro kalitesi çok üst düzeyde. Necati geçen seneden daha diri, ayakları yere daha sağlam basıyor. Dany iyi bir görüntü çizmedi. Burak pozisyona girmek konusunda sıkıntı yaşamıyor, uyuma ihtiyacı var. Elmander'in eksikliğini çekiyor takım ancak Umut, çalışkanlığıyla bu açığı kapatacak gibi. Ciddi bir alternatif.

***
Ölçü olamayacak bir maç oynadı Galatasaray. Olumlu-olumsuz konuşmak için çok erken. Fiorentina ve Lazio maçları belirleyici olacaktır. Hedef de doğal olarak Süper Kupa maçı. Terim'li Galatasaray, bu açıkları kapatacaktır.