9 Şubat 2014 Pazar

Patlama dönemi

Fatih Terim'in ardından takımın fiziksel olarak döküldüğünü futbol izleyen herkes fark etmiştir. Bu anlamda Mancini ilk olarak takımın fiziksel olarak düzelmesi gerektiğini söylemişti. İtalyan, geldiğinden beri buna çalışıyor. Terim dönemi için Drogba'nın ve Elmander'in söyledikleri çok önemiydi. Şuradan okunabilir Fizik kalite yükseldikçe, takımın işleyişi de değişti. Üç kulvarda mücadele eden bir takım için önemli olan budur. Üstelik, sezon başında (yani transferlerden önce) Galatasaray'ın rotasyon yapacak genişlikte bir kadrosu yoktu.

Herkes devre arası kampını takımın kondisyonu üzerine yapacağını düşündü ancak Mancini, daha çok taktiksel çalışmalar yaptıklarını açıkladı. Şimdi elinde oyun içinde sistemi kolaylıkla değiştirebilen, rakibe göre nasıl oynayacağını kestirebilen bir takım var. 3-5-2 beklerken 4-3-3 ya da 4-4-2 formasyonu görebiliyor rakip. Üstelik, Sneijder'in beklenenin aslına sol forvet gibi oynaması, rakibi sahaya adım atar atmaz şaşırtıyor. İlerleyen dönemlerde forvetin arkasında oyun kurarken görsem şaşırmam.

Eskişehirspor maçında da Bursaspor karşısındaki Galatasaray'ın izleri vardı. 11 oyuncu topun arkasında savunma yapan, presi kuş sürüsü gibi gerçekleştiren ve kazandığı topları olumlu kullanan Galatasaray, ilk yarıda zaten sonuca giderek çarşamba günü oynanacak kupa maçı için rölanti bir oyuna döndü. Klasik bir 4-3-3 ile sahadaydı Galatasaray. Ceyhun, savunmanın hemen önünde kesici rolünde yine çok başarıydı. Öyle kilit bir yerde oynuyor ki, hem önlerinde oynayan Selçuk - Melo hem de arkasında görev yapan Chedjou -Hakan ikilisi rahat ediyor. Dünyada genellikle bu görevi yapan oyuncular savunmanın önündeki itfaiyeci rolünü üstlenir. Ceyhun'da ise tersi bir durum var. Topla çıkan her Eskişehirsporlu oyuncu, karşısında ilk olarak Ceyhun'u buldu. Rakibe önde basıp, gölge pres yapıyor. Daha fazla top kapabilirse muhteşem bir oyuncu olabilir. Fatih Terim'in Ceyhun'daki bu cevheri görememesi çok enteresandı. O Ceyhun, Kayseri'yi yukarılara taşıdı. Bu sezon Kayserispor'un düştüğü durum da ortada. Üstelik, sahada görüldüğü üzere, idmanlara en fazla olumlu dönüş yapan isim Ceyhun. Uzun süre sonra bir futbolcunun Selçuk'tan daha fazla mesafe kat ettiğini gördüm. (12 KM)

Verimin yanına mutlaka eklenmesi gereken, özgüven. Hücumda da, savunmada da ne yapması gerektiğini bilen bir Galatasaray var. Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde büyük maçlar oynayıp iyi sonuçlar almak, gruptan çıkmak, takımı çok olumlu etkiledi.  Burak, limitlerini zorlamaya başladı. Eşiği atlatırsa, dünya çapında bir yıldız olabilir. Zaten o yolda gidiyor... (Üstelik 28 yaşında olmasına rağmen sürekli gelişiyor) Artık oyun içinde dalıp gitmiyor. Mental olarak biraz daha toparlaması gerekiyor kendini sadece. İstediği topları alamadığı zaman arkadaşlarını alkışlamalı. Selçuk'u bozmayabilir, uzun süredir arkadaşı ancak Hajrovic gibi yenilere, Emre Çolak gibi gençlere bunu yaptığı zaman o oyuncuları da oyundan düşürebiliyor. Bunu da hırsına bağlamak lazım. Kazanma arzusu bir an bile yitirmiyor. Eskişehirspor maçında tüm takım 'Duran adam' pozu veriyorken Burak sevinçten koptu ve coşkusunu gösterdi. Gol attırması da büyük artıydı. Umut kolay gibi görünmesine rağmen zor bir vuruş yaptı. Top kontrolünde çok kötü ancak bu tip vuruşlarda iiç güdüsünü kullanarak golü bulabiliyor. Bir çırpıda sayabileceğimiz 3 maç var: Real Madrid (1-2) ve Juventus.

Bir parantez de Hajrovic'e açmak gerek. Çok diri değil. Topla hızlı ama daha iyi olmalı. İsveç'te oyuncuların iyi idman yapmadıkları Hajrovic üzerinden anlaşılabilir. Telles, Hajrovic'e göre çok daha hazır gözüktü. Bu arada Telles de Galatasaray'a çok şey katacak. 21 yaşında, pozisyon bilgisi üst düzeyde, hücuma katılıyor, kolay faul alıyor, duran toplarda etkili... Bir çırpıda sayılabilecek özellikleri oldukça fazla. Galatasaray sol bek sorununu çözdü... Takım savunmasındaki ilerleme de fazlasıyla gözle görünüyor. Birçok istatistik dönüyor etrafta, yenilen-atılan goller ile ilgili. Ama en önemlisi, taraftarın tribünde ve ekranda hissettiği güven. Artık 2-0'da bile tedirgin olan taraftar yok. Savunma yönündeki en büyük artı bu...

Şimdilik söylenecek bunlar. Maçlardan sonra yazı yazmak aslında adetim değildir pek ancak takımın coşkusu ve güzel futbolu yazmaya yönlendiriyor. Rotasyon yapacak güzel kadro da var artık. Kupa da yoluna devam edecek Galatasaray. Her maça böyle 'Final' gözüyle bakarak ve isteyerek başlarlarsa, kaybetmez gibi görünüyor..